Şeker Yüklemesi

Karbonhidratlı besin tüketiminin fazla olduğu günümüzde, şeker (diabet) lillerden sonra belirlenebilirler. hastaları, laboratuvarlarda yapılan tahlillerden sonra belirlenebilir. Kan şekeri aç karnına ölçülür. Normal olarak en fazla 1,05 gr. en az ise 0,75 gr. olmalıdır. Tahlil sonuçlarına göre bu sayılar aşılırsa, hastada şeker var demektir. Örneğin laboratuvar analizinden sonra kan şekeriniz 0,90 gr. çıkmışsa bu sayı normaldir, yani sizde şeker yoktur diye sevirebilirsiniz, fakat bu yanlış bir değerlendirmedir. Kan şekeriniz açlıkta normal olabilir, fakat şeker alındıktan sonra uzun süre yüksek kalabilir. Bu durumda, organizmanın şeker düzenlemesinde bir tembellik sözkonusudur. Kandaki şeker oranının en kesin kanıtı, halk arasında “yükleme” olarak bilinen ve hastaya glikoz verilerek yapılan bir tür tahlilin sonucudur. Dolayısıyla bir insanın şeker hastası olup olmadığını kesin anlaması için yükleme yaptırması gerekmektedir. En doğru sonuç 4 saat süren yükleme sırasında ortaya çıkar. Yükleme sırasında, vücuda ağızdan glikoz verilir vebparmaktan alınan kan ile organizmanın gösterdiği değişiklikler gözlenerek hastanın şekeri ölçülür. Bu test sırasında bazı hastaların idrarlarında da şekere rastlanmaktadır. Batılı ülkelerde yetişkin insanların % 25’inde yemekten sonra yükselen ve sonra düşen şekerler belirlenmiştir.

Yükleme nasıl yapılır? Basit bir tekniği vardır. İlk olarak, sabah aç karnına parmaktan kan alınır. Sonra hastaya bir bardak glikoz içirilip, her 30 dakikada bir kan alma işlemi tekrarlanır. 3-4, en fazla 6 kez alınan kandan sonra, vücudun karbonhidratlari emme grafiği ortaya çıkar. Aç karnına alınan kandaki şeker oranı 1 gr. olmalıdır. Bu yükleme sonunda elde edilen grafik kan şekerini gösterir. Grafik normal olarak 50 dakika sonra 1.60 mg., 60. dakikada 1,60 mg., 90. dakikada 1.40b120. dakikada 1,20 mg., 150. dakikadan sonra 90 mg. çıkmalıdır. Eğer grafikte bu sayılar yüksek çıkmışsa, hastada şeker olduğu ortaya çıkar.

Şeker hastaları karbonhidrat değeri düşük rejimler uygulamalıdır. Damar sertliği ve şişmanlığa neden olan şeker, vücudumuz için şüphesiz ki yağdan daha fazla zararlıdır. Şeker hastalarında, kandaki şeker miktarını yükselten ve düşüren hormonların dengesinde bozukluklar saptanır. Şeker hastası devamlı olarak su içme gereksimini duyar. Bunun nedeni, hastanın organizmasındaki su kaybıdır. Şeker kalıtımsal etkenlere dayanan bir hastalık olarak kabul edilebildiği gibi, ailesinde hiç şeker hastası olmayan kişilerde de görülebilir.