Çay ve Çayın Kısa Tarihi
Başlı başına bir gelenek olan çay, her ne kadar 5000 yıllık bir tarihe sahip olsa da, Türklerin üretmesi ve hayatlarında yaygın kullanılmaya başlanması 1900lü yıllara denk gelmektedir. İlk kullanımı milattan önce 2737 yılında, Çin’de, medikal amaçlarla yapılan çayın zamanla içine su katılarak bir içeceğe dönüşmesi yaklaşık olarak milattan önce 10. yüzyıla denk gelir. Kelime kökeni olarak Çin’in lehçesi olan Mandarin’den gelen okunuşu ‘ça’ olan bir sözcüğün, günümüzde ‘çay’ olarak her yudumda ülkemize gelmiş olmasından minnet duyduğumuz bir hal alması aslında çok uzun bir hikaye.. Çin’in ardından Kore, Vietnam ve Japonya’da içilmeye başlansa da günümüzde çay ve çay yapmanın bir kültür halini aldığı ve dünyadaki siyah çay ihtiyacının yaklaşık yüzde yetmişini karşılayan Hindistan, o zamanlarda hala çayı medikal amaçlarla kullanmaktaydı. 18. yüzyılda Portekiz’e ve sonrasında Portekiz’e gidip çay tohumları ve çaya dair bilgileri alan İngiltere’ye yayılan çay günlük kullanıma entegre olmaya hızla devam etti. Peki Osmanlı? Himayesindeki topraklar Osmanlıya kahveyi tanıtmış olsa da fiyatının yüksek olmasından kaynaklı halk tarafından kullanımı kısıtlıydı.
Sonrasında 1. Dünya Savaşı, kaybedilen topraklar ve yapılan anlaşmalar sonucu Yemen’den gelen ve artık çok daha pahalı olan kahve için alternatif aranmaya başlandı. İlerde kahveye sağlam rakip olacak çay İstanbul’da birkaç dükkanda ticaretini yapan tüccarlar tarafından tanıtılmaya başlansa da o zamanlar çay varlığını çok büyük ölçülerde devam ettiremedi.