İç Mekanda Renk Kullanımı
Yaşam alanlarımızı tasarlarken pek çok kaleme dikkat ederiz. Seçtiğimiz renkler, dokular, mobilyalar, aksesuarlar aslında bizim içselliğimizin birer yansımasıdır. Bizler fark etmesek de renkler, hayatımızın belki de en büyük yönlendiricileri.. Fast food markalarının kırmızı koltuklarını, indirim etiketlerinin turuncu renklerini, sarı taksileri, bitkisel sağlık ürünlerinin yeşil ambalajlarını hepimiz fark etmemize rağmen bilinçaltımıza verilen mesajın farkında mıyız? Kırmızının iştahımızı kabartırken, turuncunun bize empoze ettiği dinamizm ve coşku, sarı renginin dikkatimizi çekmesi, yeşilin hissettirdiği tazelik ve doğallık gibi. Renkler hayatımızı bu kadar etkilerken, yaşam alanlarımızın tasarımında, renk ve donatı seçimlerinde bu gücü doğru şekilde kullanmalıyız. Özellikle iç mekan renk seçimlerinde bir fon renk belirlenmeli ve sabit-haraketli mobilyalar, aksesuar ve diğer donatılar bu fona uygun olarak sistemli seçilmelidir. Belirlediğiniz konsepte göre etkin renkleri seçtiğiniz duvarlarda, tavanlarda, kiriş ve kolon kontürlerinde ya da bunların her birinin belirlediğiniz belli kısımda parçalarında bölünmüş olarak uygulayabilirsiniz.
Yaşam alanlarımızda kullanacağımız koyu renkler için daha cesur adımlar atmalı, bu uygulamanın monotonluktan kurtulmak adına yapıldığı bilinciyle, her yüzeyde uygulamak yerine odak yüzeylerde veya bölümlendirilmiş, parçalanmış şekilde yüzeylerde kullanmalısınız. Televizyon ünitesi, yemek alanları, sergileme ve vitrin kısımları bu uygulama için uygun alanları oluşturur. İkili duvar rengi uygulaması doğru dokunuşlarla (bu noktada profesyonel bir destek alarak iç mimarlardan yararlanmanızı tavsiye ederim) uygulandığında sadece yaşam alanında değil, çocuk ve çalışma odalarında, banyo ve mutfaklarda, yatak odalarında da zevkli yüzeyler oluşturabilirsiniz. Standart ‘ev’ kalıbını yıkarak sizi yansıtacak, tarzınıza uygun, kişiselleştirmiş bir mekan oluşturabilirsiniz.