Hayati Tehlikeler, Tehlikeli Yaralar Nasıl Tedavi Edilir Sebepleri

  • 25 Kasım 2022
  • Hayati Tehlikeler, Tehlikeli Yaralar Nasıl Tedavi Edilir Sebepleri için yorumlar kapalı
  • 491 kez görüntülendi.
Hayati Tehlikeler, Tehlikeli Yaralar Nasıl Tedavi Edilir Sebepleri

Akılda tutulması Gerekenler: • Tetanos aşısı olmamış veya gününü geçirmiş kimselerde görülen her türlü yaralar;
• Aşı olmuş kimselerde, yaranın tehlikeli olduğu durumlar:
– Yayılmış olup yeni bir aşıyı gerektiriyorsa, Derin olup yüzeysel dezenfeksiyon yeterli değilse;
– Çok kirlenmişse;
– Yarada çatlak, kanama veya özel bir yerde bulunma (parmaklar, doğal girişler, yüz gibi) komplikasyonlar varsa;
– Ezilmişse: ezilmiş dokular mikroplar için çok iyi bir yayılma alanı teşkil ederler;
– Yabancı bir cisim taşıyorsa.
Yapılacak Hareketler, Yaraya Dokunulmamalıdır: Çünkü kurtarıcının elindeki olanaklar yarayı tedavi etmek için yetersizdir. Yaranın ağırlaşması önlenmelidir
– Şok durumunda hastanın ayakları yükseltilerek kalbe yeterli kan gitmesi sağlanır.
– Sürenfeksiyon önlenmelidir (yara özellikle toza karşı korunmalıdır). Bunun için yara yeni ütülenmiş temiz bir bezle sarılmalıdır.


Taşıma: Ağır durumdaki yaralı(yeterince donatılmış olmayabilir) doktor muayenehanesine değil, derhal bir hastanenin acil servisine götürülmelidir.
Üçgen Sargılar: Vücudun herhangi bir tarafındaki yarayı tam kapatabilen üçgen sargılar sargi bezi, mendil veya temiz bir çarşafı kolaylıkla yara üzerinde tutabilir. lyi sarılırlarsa ağrı yapmaz, kaymaz ve yer değiştirmezler.
Gerekli Malzemeler: Genellikle önceden hazırlanmaz bir peçete, büyük bir mendil veya temiz ütülenmiş ve ikiye katlanmış kare şeklinde bir parça bez üçgen sargı için yeterlidir. Bu arada hem araba içinde, hem de evdeki ilkyardım dolabında poşet içinde el değmemiş bir veya iki adet üçgen sargı bezi bulundurulmalıdır.


Nasıl Sarılır?
• Üçgenin tepesi daima (dik açı) organın çıkış yerine dönük olmalıdır (kalça veya omuz).
• Üçgenin iki kenarı (dar açı) birden yaranın arkasından basit bir şekilde düğümlenmelidir.
• Uç aşağı indirilmelidir. Son olarak hepsini bağlayan basit bir düğüm atılmalıdır. Bazen ek bir bağla üstten bağlamak gerekli olabilir.
Bazı Yerlerin Sarılması:
Göğüs: Bezin geniş kenarı kemere düğümlenerek tepesi omuzlardan birinin üzerine konur, buraya basit bir düğümle kravat veya bez, kuşak cinsi bir şey bağlanır; sonra bu bağ kemerin etrafında bulunan iki uca düğümlenir. Karındaki yaralar için de aynı yöntemden yararlanılır.

Eklemler: Dirsek veya diz eklem sarıldığı sırada daima bükük olmalıdır. Üçgenin ucu organın çıkış yerine. doğru döndürülür. Üçgenin tabanı ön kol veya bacak düzeyindedir; sargi uçları çapraz olarak birbirlerinin üstünden geçirilerek düğümlenir.
El ve ayak: Üçgen daima çıkış yerine dönük olarak tutulur, tabanı el ya da ayağı tamamen sararak kıvrılır, sonra iki üç kez, gerek el bileğinde, gerek ayak bileğinde düğümlenerek bağlanır.
Omuz: Üçgenin ucu omuzun üstüne getirilir; kenarları kolun etrafından döndürülülerek genellikle önünde bağlanır. Sargının tepesinin kaymaması için buraya kravat cinsi bir bağ eklenerek, karşı koltuk altından geçirilir ve göğüs üzerinde hafifçe bağlanır.

Kalça: Aynı yöntem geçerlidir. Üçgenin üst ucu kemere tutturulur; iki kenarından kalça çevresine bağlanır. Kurtarıcı hareket çalışmaları yapınız. Ölmekte olan bir canlının son dakikada yakalanarak normal canlı hale döndürülebilmesi için yapılan işlemler resüsitasyon (Derleme) ve reanimasyon (tekrar canlandırma) denir. Örneğin, bozulmuş veya durmuş olan solunum ve dolaşımın (kalbin) yeniden düzenlenmesi resüsitasyon ve bu resüsite edilen canlının normal yaşam fonksiyonlarını yapabilir hale getirilmesine de reanimasyon denir. Resüsitasyon bu konuda az çok bilgisi olan kişilerce mümkün olabildiği kadar yapılabilirse de reanimasyonun uzman kişilerce merkezlerde yapılması gereklidir. Örneğin solunumu duran bir kimsede yanında bulunan bir kişi, solunum durmasının nedenlerini ortadan kaldırabilir: Dil kaymışsa dışarı çekilir, ağızda tükrük, kusmak veya kan varsa temizlenebilir, baş geriye doğru çekilerek soluk yolunun açık olması sağlanabilir. Suda boğulan bir şahısta akciğer ve midede toplanan su boşaltılabilir. Solunum durmuşsa ağız ağıza suni solunum yaptırılabilir, kap durmuşsa kalp masajı ile kalbin çalışması sağlanabilir.

Yapılması Gerekenler: Rahatsızlığın nedeni ne olursa olsun kendini kaybetme durumunda, boğulma ya da kalbin durmasından korkulmalıdır. Insan bu sırada bütün reflekslerini kaybeder, başlıcaları:
– Öksürük refleksi (mide salgıları ve kusmalar yanlış yol izleyerek ciğerleri basabilir)
– Dil kaslarının refleksi (eğer sırtüstü yatılmışsa, dil arkaya kaçarak nefes borusunu tıkar).
Yardım ekibi gelene kadar hastanın devamlı kontrolde tutulması en önemlisidir. En ufak ağırlaşma belirtisinde, anında yapay solunum veya dış kalp masajı uygulamasına hazır olunmalıdır. Gecikmenin sonucu kötü olabilir.

Yapılmaması Gerekenler: Hiçbir zaman telaşa kapılmamalıdır, çünkü telaş hastanın korkusunu artırır. Hastaya içecek ve özellikle alkollü içki verilmemelidir. (Nefes borusuna kaçarak boğulma tehlikesi yapar)
• Ağızdan ilaç verilmemelidir. Çünkü bu durumlarda mide hiçbir şey kaldıramaz.
• Hastayı tek başına hastaneye götürmeye kalkmamalıdır. Her sarsıntı “şok durumu’nu ağırlaştırır.

Yaralayıcı faktörün özelliğine göre 1) Lokal veya 2) Genel etki göstermektedir. Genel etkiler hayati tehlikeye neden olurlar. Özellikle yumuşak doku travmaları en sık görülen yaralanma çeşididir. Basit bir sıyrık bile mikroorganizmalar için giriş kapısıdır. Yaraları oluş şekline göre; görünüşüne göre; enfekte durumuna; organizmadaki yerine göre sınıflandırmak mümkündür.
Yapılması Gerekenler:
• İlk yapılacak şey hastanın nefes alıp almadığına ve kalbinin çalışıp çalışmadığına bakmaktır. Bundan sonra en yakın sağlık merkezine haber verilmelidir.
• Hasta emniyetli bir biçimde sert bir yere yatırılmalıdır.
• Kazazede hiçbir zaman yatağa yatırılmamalıdır; yumuşak yorgan kalp masajını zorlaştırır ve yarar sağlamaz.
• Elbiseler, yaka, kemer, vs. gevşetilerek hastanın bir yandan kontrolü, bir yandan da solunumu kolaylaştırılmalıdır.
• Diş protezlerini çıkarıp, ağzın içindeki mukoza ve sair salgıları (kusmuk, kanlı balgam) boşaltarak üst solunum yollarının serbest kalması sağlanmalıdır.
. Hastanın boğaz nabzı ölçülmeli, gözleri, soluk alıp vermesi, karın ve göğüs solunumları kontrol edilmelidir.
. Hastayı sakinleştirerek uyumasını önlemek için onunla devamlı konuşulmalı ve sıcak tutulmalıdır. Kalp masajı, avuç içi ile göğüs üzerine düzenli aralıklarla yapılır. Ancak bu işlem sırasında kaburgaları zedelememeye dikkat edilmelidir. Kalp masajının yanısıra, hastaya kurtarıcı tarafından yapay solunum da yaptırılmalıdır. Kurtarıcı birkaç kez derin nefes alarak, yaralıya ondan sonra nefes vermelidir. Bu iki işlemin, yani kalp masajı ile yapay solunumun, 4 kez masaj,1 kez yapay solunum şeklinde hastada iyileşme görülene kadar tekrarlanması gerekir.