Ani Doğum

  • 30 Ekim 2022
  • Ani Doğum için yorumlar kapalı
  • 245 kez görüntülendi.
Ani Doğum

Ani Doğum: Bir kadının hayatında verdiği en güzel karar, bir çocuğa sahip olabilmek, yani anne olabilmektir. Böyle bir sorumluluğu yüklenebilecek cesareti gösteren her kadın anne olmalıdır. Doğum hastanede veya klinikte ve doktor kontrolü altında gerçekleştirilen bir olaydır. Doktor kontrolü altında yapılmayan doğumlar iki şekilde gerçekleşir.
• Doğum sırasında birtakım nedenlerden dolayı doktora yetişilmeyebilinir. (Hava şartları, mesafe uzaklığı gibi)
● Trafik sıkışıklığı yüzünden bebek klinik veya hastaneye birkaç dakika kala araba, taksi veya ambulansta doğabilir.
Doğumdan öncesi Neler Yapılmalıdır: Sakin olmalı ve telaş yaratılmamalıdır. Bu kurala herkes uymalı ve gürültü edilmemelidir. Ani doğumlarda annenin rahatı sağlanmalı ve temizliğe çok dikkat edilmelidir. Anne sicak ve sessiz bir odada, temiz bir çarşaf veya örtü serilmiş bir yatağa yatırılmalıdır. Annenin ve bebeğin sağlığı açısından çarşaf veya örtülerin temiz olmasına özellikle dikkat edilmelidir. Anne adayı, jinekolojik pozisyonda, yani sırt üstü ve bacakları açık bir şekilde yatmalı, ağır ağır ve derin derin nefes almalı ve yavaş yavaş ıkınarak, bebeğin rahim yolunda ilerlemesine yardımcı olmalıdır. Doğum anında, anneye yardım edecek kimse, ellerini sabunlu su, alkol veya antiseptikle temiz bir şekilde yıkamalıdır. Çünkü temizlik doğum anında aranan en önemli unsurlardan biridir. Annenin ve bebeğin mikrop kapması, ileride arzu edilmeyen tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bebek çok temiz bir yerde dünyaya gelmelidir..


Doğum sırasında: Rahmin ağzı, bir miktar açıldıktan sonra, anne ikınarak çocuğun dışarı çıkmasına yardımcı olur. Doğumun, ilk belirtisi, su kesesinin yırtılması ve suların akmasıdır. Takribi olarak, su kesesinin yırtılmasından 15- 20 dakika sonra bebek dışa atılır. Bu müddet ilk doğumlarda biraz uzayabilir. Normal doğumlarda, ilk olarak bebeğin başı çıkar, yüzü arkaya dönüktür. Çok kısa bir sürede yüzünü yana çevirir. Doğuma yardım eden kimse, bebek omzu kurtuluncaya kadar, çocuk başını çenesinden tutarak yardım eder. İkinci omzun kurtulması için baş geriye itilir. Omuzların çıkmasından sonra doğum gerçekleşmiş olur. Eğer bebek doğduktan sonra ağlamazsa, ayak bileklerinden tutarak başaşağı ediniz ve ağzını bir mendille temizleyiniz.

Dikkat: Doğum anında, bebeğin başı çıktıktan sonra, göbek kordonu bebeğin boynuna dolanabilir. Bu anda, dikkat edilecek en önemli nokta, anneyle bebeği birbirlerine bağlayan göbek kordonunun, çocuğun boynuna dolanmamasıdır. Bebeğin başı çıktıktan sonra baş arkaya doğru çekilerek, ikinci omzun çıkmasına yardımcı olunmalıdır. İkinci omuz çıktıktan sonra iyi tutulmalı, göbek kordonu zedelenmemelidir. Bu dikkat edilecek en önemli konudur.

Doğumdan sonra dikkat edilecek iki önemli nokta: Bebek doğar doğmaz ağlayıp bağırmalidir. Eğer bebek ağlamıyorsa, ayak bileklerinden tutup başaşağı edilmeli ve diğer elin küçük parmağıyla ağız açılarak bir mendil yardımıyla içindeki pislikler temizlenmelidir. Böylece bebeğin nefes almasına yardımcı olur, bebek nefes almıyorsa bile bu hareket, onun ağlamasına yardımcı olur. Eğer bebek morarmış bir vaziyette doğmuşsa başı arkaya doğru eğilerek, ağzından ve burnundan sunt teneffüs yapılmalıdır. (30-40 kez)
. Bebeğe ağzından hava verdikten sonra, bu havanın bebek tarafından geri verilmesi beklenmelidir. Yaşam belirtileri başlayan bebek derhal sıcak bir yere alınarak kurutulmalı veya annesinin yanına verilmelidir. Doğumdan sonra bebeğini gören anne, ne kadar yorgun olursa olsun, o an bütün çektiği acıları unutur.

Dikkat: Bebek, göbek kordonuyla annesine bağlıdır. Aniden gerçekleşen doğumlarda, bebek dünyaya geldikten sonra, anneyle çocuğu birbirlerine bağlayan kordonun zedelenmemesi gereklidir. Bu gibi doğumlarda, bu kordonun kesimi için doktor veya ebe yardımı beklenmelidir.
Göbek Kordonunun Kesilmesi ve Bağlanması
Doktor kontrolu olmadan gerçekleşen doğumlarda, göbek kordonunun 5-10 dakika bekletildikten sonra kesilerek bağlanması uygundur. Bekleme süresinde, plasentadan bebeğe takribi 90 gr. kadar kan gelir. Göbeğin kesildikten sonra bağlanıp, bağlanmaması tartışmabkonusudur. Çünkü doğumdan sonra, göbek damarları toplanarak, kendi kendilerine koparlar. Genel kanı bağlama lehinedir. Böylece çocukta, solunum yetersizliği durumlarında kanamaya mani olunur. Göbek kordonu, bu konuda ihtisası olan biri, yani bir ebe veya bir doktor tarafından bağlandıktan sonra kesilmelidir.

Teknik: Göbek kordonu, aşağı yukarı 10 dakikabkaynatılmış ibrişim, yün veya kenevir iplikleriyle bağlanır. Kordon, bebeğin göbeğinin 5 cm. ilerisinden bağlanarak, sterilize edilmiş bir makasla kesilir ve kan kaybı olup olmadığı kontrol edilir. Göbek kordonu, kesilirken, kullanılan makasın temiz ve kaynatılmış olmasına dikkat edilmelidir. Kaynatılmadan kullanılan makas ve iplikler, bebeğin mikrop kapmasına neden olabilir.
Yağlı göbek kordonlarını bağlayıp kesmek daha fazla dikkat ister. Çünkü bağlama sırasında, alkolün etkisiyle kuruyan iplik, gevşeyip açılabilir.

Kordonun pansumanı: Kordonun pansumanı yalnız alkolle antiseptikler kullanılmamalıdır. yapılmalı, pudralar yağlı kremler ve Ameliyata ilişkin yardımcı bilgiler Sterilize edilmiş gazlı beze sarılan göbek kordonunun etrafında, alkole batırılmış (90°) pamuk bulunur. Bu pansuman 48 saat değiştirilmemelidir. Kordon, sert ve kuru, rengi ise siyahımsıdır. Kurumuş olan kordon, canlı dokuya zarar vermesin diye bir makasla kesilir. Bu kesmenin hiçbir yan etkisi yoktur, yani bebeğe zarar vermez. Kesilmiş olan kordonun bebeğe bağlı olarak kalan bölümü kan damarları tarafından, doku ölüp düşünceye kadar tutulur. Genellikle doğumun 8-10. gününde bebeğin kordonu düşer. Kordon düşdükten sonra bebeğe banyo aldırılmaya başlanır. Bebeğin, ilk banyosu aldırılmadan önce, mutlaka göbek kordonunun kuruyup düşmesi beklenmelidir.

Çocuğun temizliği: Bebeğin, vücudunu saran yağlı maddelerden temizlenmesi için banyo yapması gereklidir. Bazı özel durumlarda bebek, sabunlu suya batırılmış pamuklarla da silinebilir. Bu durumlarda, bebeğin bütünüyle banyo alması gerekmez. Bebek banyodan sonra sıcak bir odada (en az 18°) kurulanmalıdır. Unutulmamalıdır ki bebek ana rahminde (37,8°-38°) sıcaklığa alışmıştır. Doğumdan sonra bu sıcaklık 36°’ye düşer. Eğer doğumdan hemen sonra bu sıcaklık 32°’nin altına düşerse, bebeğin ölümüne yol açar.

Bebeğin giydirilmesi: Bebek rahat nefes alabilecek bir şekilde kundaklanmalı veya tulum giydirilmelidir. Genellikle soğuk havalarda ve geceleri kundaklanan bebek, diğer zamanlarda tulum giydirilerek bırakılmalidir. Doktorların genel kanısı, bebeğin hiçbir zaman başının örtülmemesidir. Yani, bebek evdeyken, başına şapka, v.b. şeyler giydirilmemelidir.

Plesenta’yı Çıkartmak için, Göbek Kordonu Çekilmemelidir.
Plasento (eten) ve diğer organların dışarı atılması Ana rahminden çıkan bebek ve bebeğe gösterilen ilgi, doğumun devam etmekte olduğunu unutturmamalıdır. Doğum plasenta (eten) ve diğer zarların dışarı atılmasıyla son bulur. Dışarı atılma üç şekilde gerçekleşir.
– Zarların ve plasenta’nın kopması
– Vaginadan geçmeleri
– Dışarı atılmaları.
Plasentanın dışarı atılması müdahale gerektirmeyen, doğal bir olaydır. Kendiliğinden dışarı atılamayan plasenta rahim ağzına geldiği vakit doktor veya ebe tarafından elle çekilerek dışarı atılır. Doğumdan sonra yorgun düşen anne sessiz ve sakin bir şekilde dinlendirilmeli ve kanaması kontrol edilmelidir.

Yapılacak hareketler: Doğum, anneyi önemli ölçüde etkileyen bir doğa kanunudur. Doğumdan sonra, anne halsiz ve yorgun düşer. Çünkü, doğum anında çok kan kaybetmiş ve güç sarfetmiştir. Bebeğini dünyaya getiren anne sessiz ve sakin bir odaya alınmalı ve dinlenmesine yardımcı olunmalıdır. Bir süre için odaya kimsenin alınmamasında ve annenin rahat uyumasında yarar vardır. Doğumdan hemen sonra, annenin yanında bir refakatçi bulunmalıdır. Bu arada annenin kanaması kontrol edilmeli ve gerektiğinde derhal doktora haber verilmelidir.
Yapılması sakıncalı hareketler:
• Plasentanın çabuk dışarı atılması için kordonun çekilmesi çok tehlikelidir. Rahim henüz esnekliğini kazanmadığı için büyük kanamalara yol açabilir. Plasentanın kendiliğinden, dışarı atılması beklenmeli, hiç bir el hareketi yapılmamalıdır.
. Plasentanın atılması sırasında karın bölgesini bastırarak oğuşturmak gereksiz ve tehlikeli bir harekettir.
Doğum, bebek dünyaya geldikten sonra değil, ancak plasenta ve diğer zarlar vücuttan dışarı atıldıktan sonra tamamlanmış olur.
Plasentanın doğal olarak atılmasından sonra yapılacak hareketler
Doğumdan kısa bir süre sonra, (yaklaşık olarak 10 dakika ile 1 saat arası) anne tekrar ikınma arzusunu duyarak, plasentayı doğal olarak dışarı atar. Plasenta her zaman doğal olarak dışarıya atılmayabilir. Bu gibi durumlarda yapılacak ilk iş, plasenta ve diğer organların bağlı oldukları yerden kopmuş olduklarına emin olmaktır. Ondan sonra, annenin karnına göbekten rahime doğru bastırılır. Rahim, bu basınç altında bir piston rolü oynayarak plasentayı dışarı atar. Basınç hafif, anneye ağrı vermeyecek şekilde olmalıdır. Plasentanın rahim içindeki hareketi, göbek kordonuna bakılarak izlenebilir. Vagina ağzında görülen plasenta, operatör tarafından elle tutularak çıkarılır. Bu çıkarılma sırasında, vaginanın dışında bulunan diğer organlar zedelenmemelidir. Doğumdan sonra geçen bu süre içerisinde bütün yumurta, vücuttan dışarı atılmış olur. Vücut 50 ile 80 gr. arası kan kaybeder.

Dikkat: Kan kaybı, insan sağlığını etkileyen ve çeşitli nedenlere dayanan önemli bir olaydır. Vücudun kan kaybetmesi halsizlik ve yorgunluk yapar. Hatta ölüme bile neden olabilir. Doğum anında, kan kaybına çok dikkat edilmelidir. Doğumdan sonra görülen fazla kan kaybı derhal müdahaleyi gerektiren bir olaydır. Plasentanın ve diğer organların, bebek dünyaya geldikten en geç bir saat sonra, doğal olarak dışarı atılmaları gerekmektedir. Üç saatı geçen durumlarda, cerrahî müdahale yapılmalıdır.